Çocukların Terapi Seanslarında Ağlama Nedenleri Nelerdir?

Çocuklar çeşitli nedenlerle dil terapisi, konuşma terapisi, ergoterapi, duyu bütünleme terapisi, oyun terapisi, floortime terapi veya fizyoterapi gibi terapilere gereksinim duyabilirler.
Terapi seanslarında çocukların ağlaması sık karşılaşılan duygusal tepkilerden biridir. Bu durum ergoterapist, dil ve konuşma terapisti, psikolog, çocuk gelişimci veya fizyoterapist gibi terapi uygulayıcısı tarafından iyi yönetildiğinde genellikle normal, kısa süreli ve çoğunlukla geçididir. Çocuğun ağlama tepkisinin nedenleri anlayarak çözüm stratejileri geliştirmek terapinin etkinliği ve çocuğun konforunu artmak için önemlidir.
Çocukların terapi seanslarında ağlama nedenleri ve çözüm önerileri:
- Bebekler ve küçük çocuklar, seans sırasında ebeveyn veya bakım verenlerinden ayrıldıkları için ağlayabilir. Bu durum özellikle daha önce ayrılık deneyimi yaşamamış çocuklarda daha sık görülür. Ebeveyn veya bakım verenin başlangıçta terapi ortamında bulunup bir plan çerçevesinde zamanla ortamdan uzaklaşması şeklindeki kademeli ve güvenli ayrılma bu durumu hafifletebilir.
- Yeni bir ortam, alışılmadık aktiviteler ve yeni bir kişi (terapist) özellikle adaptasyon zorluğu yaşayan çocuklar için kaygı verici veya korkutucu olabilir. Bazı çocuklar mevcut durumun devamını isterler ve değişime direnç gösteriler. Çocuk, ortamı ve süreci anlamlandıramadığı için de korku hissedebilir. Bu durumda, güvene dayalı bir ilişki kurmak, seanslara tanıdık ve rahatlatıcı aktivitelerle başlamak ve/veya ebeveyn ya da bakım verenlerden birini seansa dahil etmek kaygıyı azaltabilir.
- Duyusal işlemleme sorunları olan çocuklar için belirli dokular, sesler, ışıklar veya hareketler gibi uyaranlar rahatsız edici olabilir. Terapi ortamı çocuk için yoğun veya alışılmadık uyarıcılar içerebilir. Bu da duyusal aşırı yüklenmeye ve strese yol açabilir. Terapist, duyusal ortamı ayarlayarak, molalar vererek veya yeni duyusal deneyimleri yavaş yavaş tanıtarak bu durumu yönetebilir.
- Çocuk, bir görevi yerine getiremediğinde veya etkinlik onun için çok zorlayıcı olduğunda başarısızlık duygusu hissedebilir ve hayal kırıklığı yaşayabilir. Bu durum özellikle duygularını ifade etmekte zorlanan çocuklarda ağlamaya neden olabilir. Terapist, etkinlik veya görevi çocuğun beceri seviyesine uyacak şekilde ayarlayarak, olumlu pekiştirmeler sunarak ve küçük başarıları teşvik ederek çocuğun özgüveni artırabilir.
- Bazı terapi aktiviteleri, çocuk için rahatsız edici veya alışılmadık hareketler veya pozisyonlar içerebilir. Terapist, çocuğun tepkilerini dikkatlice izlemeli ve rahatsızlığı en aza indirmek için etkinlikleri uyarlamalıdır. Gerekirse, ağrı yönetimi stratejileri de kullanılabilir.
- Sınırlı sözlü iletişim becerilerine sahip çocuklar, ihtiyaçlarını veya rahatsızlıklarını ifade etmek için ağlamayı kullanabilirler. Görsel destekler, işaret dili veya basit jestler gibi alternatif iletişim yöntemleri, çocuğun kendini daha iyi ifade etmesine yardımcı olabilir.
- Terapi süreci, çocuğun duygusal düzenlemesini zorlayabilir ve bu durum doğal bir duygusal boşalmaya yol açabilir. Terapistin, çocuğun duygularını kabul etmesi, ona destek olması ve duygularını tanımlaması ve yönetmesine yardımcı olması önemlidir.
- Çocukların terapi seanslarında ağlamalarının diğer bir nedeni de olumsuz ilişkilendirmelerdir. Çocuk, daha önce benzer ortamlarda olumsuz deneyimler yaşamışsa, bu seansı olumsuz anılarla ilişkilendirip korku duyabilir ve ağlama tepkisi verebilir. Olumlu, güvenli ve tutarlı bir terapötik ortam oluşturmak bu durumu hafifletebilir.
- Sınır ve kural koyulmadan yetiştirilmiş ya da ebeveyn veya bakım verenlerin bu konudaki tutarsız yaklaşımlarına alışmış çocuklar için sınır ve kurallar içeren terapi seansları zorlayıcı olabilir. Çocuk tehdit olarak algıladığı sınır ve kuralları protesto etmek, kendi sınırlarını test etmek, mevcut duruma direnmek veya değiştirmek için ağlama tepkisi verebilir. Terapist ve ebeveynin iş birliği ile çocuğun sınır ve kuralların güvenli şemsiyesi altına alınması sağlanabilir.
Kısaca: terapi seanslarında ağlamak, çocuğun yaşadığı deneyimlerin bir yansıması olarak normaldir. Ağlamanın temel nedenini anlamak ve buna uygun yanıt vermek, çocuğun kendini güvende ve anlaşıldığını hissettiği bir ortam oluşturmak oldukça önemlidir. Her çocuğun ihtiyaçları farklıdır. Terapistin tecrübesi, çocuğun istek ve ihtiyaçlarına uyum sağlama yeteneği ve ailenin iş birliği müdahalenin başarısı için kritik bir rol oynar.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
Daha fazla bilgi ve kaynak için aşağıdaki bağlantıları inceleyebilirsiniz:
- Amerikan Psikoloji Derneği (APA)
- Child Mind Enstitüsü
- Çocuklarda Ağlama Nöbetleri -Psikoterapi Atölyesi
- AYRILIK KAYGISI BOZUKLUĞU – Pozitif Hayat Merkezi
- Duyusal İşleme Bozukluğu ve Ergoterapi
- Psikoterapide Direnci Anlamak ve Dirençle Çalış – AYNA Klinik Psikoloji Dergisi
- BDT Eğitimi – Aktif Psikoloji Akademisi
- Ayrılma Kaygısı: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi – Terappin
- Çocuklarda Görülen Bazı Davranışsal Sorunlar – Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi
- Çocuklarda Duygu Düzenleme Becerilerinin Öğrenilmesi Nasıl Fayda Sağlar – Psikoterapi Atölyesi
- Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu – Online Terapi – Datem
- Çocuk Terapisi – İmago Psikoloji
- Çocuklarda Duygu Düzenleme – Sarı Psikoloji
Dil ve Konuşma Terapisi hakkında daha fazla okumak istiyorum
Ergoterapi hakkında daha fazla okumak istiyorum
Samsun Doç. Dr. M. Şükrü PAKSU Çocuk Kliniği Dil ve Konuşma Terapisi Hizmetleri